Sayfalar

18 Ekim 2014 Cumartesi

Boncuk'lu hayat...

Yaklaşık bir iki aydır evimize bir kedi dadandı. Önce siyah bir kedi gelip gidiyordu. Yıllar önce Almanya'dan kaçak yollarla mülteci ettiğim ettiğim Zeytin'i anımsattı bana. Sonra gelmez oldu. Sanırım ben kara kedilerle anlaşamıyorum. Hemen bir kaç hafta sonra başka sevimli bir kedi çıktı geldi yine balkondan. Zemin katta oturmuyoruz. Nasıl oluyorsa bir yolunu bulup geliyor. Bütün odaların balkona açılan kapılarını patisiyle bir bir çalıyor, olmadı miyavlıyor.. Ee gelde açma kapıyı? Önceleri ürkek ürkek, sadece etrafı koklayarak, dikkatli dolaşıp gidiyordu.. Sonra yanımıza yaklaşıp, bacaklarınıza sürtünerek bizi sevdiğini söyledi kedice ve kendince..  Artık sonsuz bir güveni oluştu. Bizim gençlerli çok sevdi.. Balkondan girer girmez doğru onların kapılarına miyavladı, patileriyle kapılarını çaldı, ve açılmasını bekledi.. Onu izlemek ve fotoğraflamak benim yeni hobim oldu. Nasıl şapşal, nasıl sevimli, nasıl güzel anlatamam. Benide çok seviyor, hissediyorum. Sürekli ayak altımda dolanıyor. Ama oğlanlara aşık. Onlarla başka türlü oynuyor. 
Bu sabah saat 6.30. oğlanlara kahvaltı hazırlıyorum.. Bir miyav sesi.. Dedim, salak mısın ne kalktın? Sende mi okula gideceksin? Git yat.. Açmadım kapıyı.. Sonra oğlanlar gitti, bende vurdum kafayı yattım.. Ayy kaldı kapılarda. Miyavda miyav.. Kaktım, açtım kapıyı. Gel, dedim gel, gel başımın belası.. He ne var? Napcaz şimdi sabahın köründe? Gözümün içine bakıyor. Miyavliyor.. Boynunu büküyor, ayaklarıma sürtünüyor.. Küçücük bir hayvanın sevgisi nasıl mutlu ediyor. Ben bu kadar erken sadece çocuklarım için kalktım. Şimdi bir kedi için kalkıyorum!! Hani büyüklerimiz hep der ya, "cocuk ceviz, torun ceviz içi"diye. Ve ben bunu anlamakta zorlanırım. Torun sevgisine mi hazırlıyorum kendimi acaba? Hayır, buna hiç hazır değilim açıkçası. Bugün Migros'tan ona oyuncak fare ve kedi topu aldım.. Nasıl mutlu oldu, saatlerce oynadı onlarla:) onu izlerken hani aşık olduğunuzda içte duyulan bir haz, parmak uçlarında hissedilen uyuşukluk var ya? Işte ona yakın bir şey hissettim ben.. Ben bu kediye aşık oldum.. Tam istediğimiz türden bir sevgi bu. Kediler'de sadece istediği zaman sevilmek isterler ya, işte öyle bizim sevgimiz. Sorumluluğu bende olmayan, mamasını, tuvalet ihtiyacını sahibinde gideren, buraya sadece oynamaya gelen bir kedimiz var:)) Ha, dünden beri güvenle uyuyorda burada.  Tabiki oğlanların yatağında!! Kapı mı çalmış? Biri mi gelmiş? Hiiiiç oralı değil., artık evin bir ferdi oldu. Gerçek adı ne bimiyorum, ama ben ona ninemin kedisinin adını, yani "boncuk" koydum.. Erkek mi, dişi mi? Onuda bilmiyorum. Sanki dişi gibi geliyor bana.. O cilveleri falan.. Bilmiyorum. Aslına bakarsanız oda önemli değil. Benim için sadece sevimli bir kedi. Yaşama hakkı olan bir canlı.. Sevgimiz yetiyor birbirimize.. 

Birde şu konuya girmeden çıkmayım. Bazı insanlar vardır, kimyası uymaz hayvanlarla. Kimi korkar, kimi alerji duyar, sevmez.. Bu çok normal. Sevgi karşılıklıdır. Zaten bunu o hayvan çok önceden hisseder.. Yani ben hayvanları sevmeyen insanı yargılamam. Mutlaka bir nedeni vardır! Ama sevmediği için hayvanlara  eziyet edene karşıyım!! Sevmiyorsan uzak dur! Ama bi kere sevgiyle dokunsanız belkide çok şaşıracaksınız?? Korkunun asıl nedeni zaten bilmemek, tanımamak değil mi? 

Bakın, güvenle neler çıkıyor ortaya? İşte belgeleri;) 

Böyle geldi balkondan tanri misafirimiz..




Sonra Taylan'in kapisini caldi pat pat..
Taylan'la yakin temaslar..

Taylan'la yerelrde yuvarlanmalar..
Sonra ciddi takildilar Taylan'la..


O Fare buraya gelecek!!!
Biraaaaaaaaaaaaak!!!!

Vazodaki cickleride düzene sokayim, evet..
Ama sizden iki tane var.. Deniz misin, Taylan'misin bilimiyorum, utaniyorumm:))

2 yorum:

  1. Harika bir anlatım süper ellerinize sağlık .

    YanıtlaSil
  2. Bende o tatli kedecikten istiyorum yaa

    YanıtlaSil